TARİHİ YERLER

Kantara Kalesi

Kantara Kalesinin, 700 metre yükseklikte yer alan bir kayalık üzerinde kurulu olması, kalenin 10. yüzyılda gözetleme nedeni ile yapıldığını düşündürmektedir. Kıbrıs yarımadasının tarihini konu eden tüm kaynaklarda, Kantara kalesinde ilk defa 1191 senesinde bahsedilmiş ve bu tarihte Bizans despotu İzak Kommnenus yaşadığı bir yenilgi sonucu Kantara kalesine sığınmıştır. Buradan da anlaşıldığı gibi Kantara Kalesi'nin tarih boyunca yenik birçok baron ve kralları duvarları arasına misafir ettiği de bilinmektedir.

Kıbrıs adası, Lüzinyanlar tarafından satın alındıktan sonra kalede bazı değişiklikler yapılmış ve 1371 yılında Cenevizliler, Lefkoşa ile Gazimağusa'yı alınca, Kıbrıs Kralı 1. Peter'in kardeşi Antioch'lu Prens John, kaçarak Kantara kalesine sığınmıştır. Daha sonra ise Kıbrıs Kralı 1. James kaleyi yeniden tahkim etmiştir. Günümüzde görülebilen yıkıntıların çoğu da Kral James'in yaptırdığı kısımlara ait olup, kalenin 1525 yılına kadar kullanıldığı ve daha sonra Venediklilerin St. Hilarion ve Buffavento gibi denizden uzak olan kalenin savunmasına gerek duymayarak mekanı terk ettikleri anlaşılmaktadır.

Kantara Kalesinin Doğusunda bulunan girişi, 2 yanındaki kuleleriyle güçlendirilmiş bir barbikan ile bağlamaktadır. Kalenin üç yanı derin uçurumlarla çevrilidir. Bu kısmın ön duvarlarının Kuzey ve Güney ucunda ise at nalı şeklinde kuleleri olduğu görülmektedir. Surların Güneybatı ucunda bir gözetleme kulesinin ve bazıları sarnıca dönüştürülmüş olan odaların kalıntılarıyla karşılaşılmaktadır.Zirvede Buffavento Kalesiyle haberleşmek için yapılmış olan bir de kule yer almaktadır. Girişin deniz tarafında ise mazgal delikleri olan geçit ve haç tonozlu bir odası olan kuzeydoğu kulesi yer almaktadır. Kalenin üst tarafında da bir odası bulunmaktadır.

Daha Fazla Göster